Kadın sağlığı, üreme tıbbı ve genel sağlık konularında kapsamlı bir hizmet sunmaktayız. Bilgi ve birikimimizi kullanarak her hastanın benzersiz ihtiyaçlarına odaklanıyor, kişiselleştirilmiş çözümler üreterek sağlıklı bir yaşam için rehberlik ediyoruz.

Çalışma Saatlerimiz

Foto Galeri

Sağlıklı Bilgiler

Free stock photo of adult, beach, brunette

Menopoz

Menopoz adet kanamasının kesilmesi(birbirini takip eden en az 6 adet dönemi) demektir. Menopoz cinsel olgunluk dönemiyle yaşlılık arasındaki uzun bir süreç içinde bir noktadır. Aslında menopoz dönemi demek doğru değildir. Menopoza girilmeden ve girildikten sonraki dönemler vardır. 
 

TÜRKİYE’DEKİ ORTALAMA MENOPOZA GİRME YAŞI
Türkiye’de menopoza girme yaşı 47, ama 51 yaşına kadar uzayabilmektedir, menopoz öncesi dönem ise, 40’lı yaşlardan başlamaktadır.

Üç türlü menopoz vardır.
1.    Doğal menopoz; kadının normal, kendiliğinden menopoza girmesi.
2.    Cerrahi menopoz; herhangi bir nedenle, hangi yaşta olursa olsun, rahim dursa bile yumurtalığını kaybeden kadının menopoza girmesi
3.    Erken menopoz; 40 yaşından önce menopoza girmesi
 

Spontan (tabii) menopoz :

Doğal menopoz hiç bir medikal müdahale olmaksızın adet döneminin spontan tamamen sona ermesidir. Batı ülkelerinde ortalama 51 olmak üzere bir çok kadın için menopoz yaşı 40-58 arasıdır. Bazı kadınlar için menopoz yaşı otuzlu çok azı için de altmışlı yaşlardır. Yaşam beklentisi artmasına rağmen menopoz yaşı değişmemiştir. Günümüzde Kuzey Amerikalı kadınların çoğunluğu yaşamlarının üçte birini menopozdan sonra yaşamaktadırlar. Sigara kullanımı ve genetik yapı olmak üzere doğal menopoz yaşını etkileyen 2 faktör tanımlanmıştır. Sigara kullananlar için menopoz yaşı kullanmayanlara göre 2 yıl erkendir. Kadınların anne ve kız kardeşleriyle menopoz yaşlarının yakın olması genetik ilişkiyi desteklemektedir. Kanser tedavisi için çeşitli kemoterapi ajanları uygulanan ve/veya pelvik radyoterapi alan kadınlar da erken menopoz için risk altındadırlar.

Bir kadın epilepsi tedavisi aldıysa, pelvik cerrahi geçirdiyse, toksik kimyasal ajanlara maruz kaldıysa, depresyon tedavisi aldıysa, kalp hastalığı öyküsü varsa ve hiç doğumu yoksa menopoz yaşının daha erken olacağını destekleyen sınırlı kanıtlar mevcuttur. Menopoz yaşı ve ırk, ilk adet yaşı veya doğum kontrol hapı kullanımı arasında açık bir korelasyon bulunamamıştır.

Perimenopoz

Menopozun fiziksel belirtileri son menstruel periyottan yıllar önce başlar. Bu menopoza geçiş dönemi perimenopoz olarak adlandırılmaktadır. 6 yıl ya da daha fazla sürebilir, son menstruel periyodu izleyen 1 sene sonrasında sona erer. Perimenopozal değişiklikler östrojen gibi over hormonlarınının seviyelerindeki degişiklikler ile ortaya cıkmaktadır. Bu geçiş doneminde östrojen seviyeleri düzenli olmamakla birlikte düşmektedir. Bazen seviyeleri daha önceki seviyesine göre yüksek olabilir. Düzensiz adet periyotları, ateş basmaları, vaginal kuruluk, uyku bozuklukları, duygu degişiklikleri sık görülür ve perimenopoz döneminin normal belirtileridir.

Perimenopozal dönemde fertilite oranı cok düşük olsa da bir kadın gebe kalabilir. Eger gebelik istenmiyorsa menopoza kadar kontrasepsiyon gereklidir.

Indüklenmiş (iyatrojenik) menopoz

Indüklenmiş menopoz, ilk ya da son periyot herhangi bir yaşta görülebilir; medikal müdahale özellikle cerrahi veya bazen kanser tedavisine bağlı olarak adet periodunun durmasıdır.

Cerrahi:

Cerrahi ile iki taraflı overlerin çıkarılması(bilateral ooferektomi) ile menopoz oluşur. Bu cerrahi menopoz olarak adlandırılır. Eğer overler yerinde bırakılırsa rahmin alınması fertilitenin ve menstruel kanamanın sonlanmasına sebep olsa da menopoza sebep olmaz. Bununla birlikte overler yerinde bırakılsa da ,histerektomi overlere olan kan akışını muhtemelen bozarak overlerin östrojen üretimini ortalama beklenenden 2-3 yıl önce sonlandırır. Cerrahi menopozlu kadınlar perimenopoz dönemini geçirmeseler de ateş basmaları ve vaginal kuruluk gibi perimenopozal değişiklikleri çoğunlukla yaşarlar. Histerektomi geçiren fakat overleri olan kadınlar, overleri daha az östrojen salgıladıkça perimenopozu yaşarlar . Bununla birlikte rahmi olmayan bir kadın adet göremeyeceği için, menstruel periyottaki değişiklikleri perimenopoz başlangıcı için belirteç olarak kullanamaz.

Kanser tedavileri:

Kanser kemoterapileri veya pelvik radyasyon terapi ciddi over hasarına sebep olabilir. Fertilizasyon ve adet periyodu hemen ya da birkaç ay sonra sonlanabilir. Bazı genç kadınlar için kemoterapi tedavisi veya düşük doz radyoterapide hasar geçici olabilir ya da overler eski haline dönebilir.

Gebe kalmak istemeyen cinsel aktif kadın kanser tedavilerinden sonra birkaç ay daha menopoz olmayacağı için güvenilir bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır.

İndüklenmiş menopozun etkileri:

Tedavi ile oluşan menopoza bağlı semptomlar ates basmaları, uyku bozuklukları, vaginal kuruluk dahil doğal menopoza bağlı olanlara benzer olabilir. Fakat premenopozal kadın tedaviye bağlı perimenopozal dönem yaşamadan menopozla karşı karşıya kalmaktadır. Östrojenin ani kaybı, ateş basmaları gibi birden ve güçlü belirtilerle sonuçlanabilir. Overlerden kaynaklanan androjenlerin kaybı cinsel isteksizlik gibi değişik belirtilere sebep olabilir.

Tedaviye bağlı menopozun ruhsal etkileri de doğal menopozdan daha fazla olabilir. Tedavinin yan etkilerinin yanında medikal müdahaleye ihtiyaca sebep olan durum ya da hastalıkla da başa çıkmak gerekecektir. Pelvik radyasyon sadece östrojen kaybına bağlı olandan daha ciddi vaginal kuruluğa sebep olabilir. Bazı kemoterapi çeşitleri overlere olan etkinin yanında saç kaybı, bulantı, kilo alma, bitkinlik, enerji kaybına neden olabilir.

Tedaviye bağlı menopoza giren kadınlar menopoza bağlı semptomların tedavisine doğal menopoza girenlerden daha çok gerek duyabilir. Çünkü bu kadınlar muhtemelen daha genç yaştadır ve daha sonraki dönemde menopoza bağlı osteoporoz gibi hastalıkların risklerini azaltabilmek amacıyla sürekli takip ve bazen tedaviye ihtiyaçları olmaktadır. Bununla birlikte uygulanan medikal tedavi kronik bir sağlık durumunu çözebilir; bazı kadınlar bu tedaviyle daha iyi bir sağlık ve iyilik haline sahip olabilir.

Prematür menopoz:

Menopoz tedaviyle indüklenmiş ya da doğal 40 yaş veya öncesinde olması durumunda prematür olarak adlandırılır. Prematür menopoz bir ya da daha fazla yetersiz anlaşılan otoimmün durumun sonucuna bağlı genetik, ya da medikal bir müdahale ile indüklenmiş olabilir. Medikal müdahale ile indüklenmemiş prematür menopoz yaşayan kadınlar perimenopoza gidiş gösterirler ve ateş basması, uyku bozuklukları ve vaginal kuruluk gibi doğal menopoz semptomları yaşarlar. Bunun yanında beklenen yaşta menopoza giren kadınlarla karşılaştırıldığında doğal ya da indüklenmiş prematür menopoz yaşayan kadınlar östrojenin yararları etkilerinden yoksun daha çok yıl geçirirler ve osteoporoz ya da kalp hastalığı gibi bazı sağlık sorunları açısından daha büyük risk altındadırlar. Prematür menopoz fertilitenin kaybı nedeniyle üzülen özellikle fertiliteyi cinsel beğenilme ile bağlantılı düşünen kişiler için  psikolojik stres kaynağı olabilir. Çocuk sahibi olmanın yollarını araştırmak yanında premature menopozun psikolojik etkisine hitap etmek, fiziksel durumlara dikkat çekmek kadar önemli olabilir.

Prematür over yetersizliği(geçici menopoz):

Prematür over yetersizliği overlerin yetersiz kalarak menstruel periyotların durmasına sebep olan 40 yaşından önce gerçekleşen bir durumu yansıtmak için kullanılan bir terimdir. Eğer menstruel period tekrar düzelmezse prematür over yetersizliği prematür menopozla sonlanır. Bununla birlikte adetler bir dönem çok fazla stress gibi yaşam tarzı faktörleri, fazla egzersiz ve/veya diyet uygulama, fibroid, endometriozis veya PMS için uygulan tedaviler nedeniyle geçici bir dönem durabilir. Bu durum tedavi bırakıldığında ya da daha sağlıklı yasam tarzına geçildiğinde overler normal hormon üretimine döneceği için prematür değil geçici menopoz olarak kabul edilmelidir.

Postmenopoz

Postmenopoz doğal ya da indüklenmiş menopoz sonrası tüm yılları kapsar. Azalmış östrojen seviyeleri ile birlikte bazı menopozla ilişkili semptomlar ( vaginal kuruluk nadiren ateş basmaları) sürebilir. Menopoz sonrası yıllar suresince azalmış östrojen seviyeleriyle birlikte osteoporozu da içeren hastalıklar için risk artar.


MENOPOZUN ERKEN VE UZUN DÖNEMDEKİ BELİRTİLERİ:
Menopoz, fizyolojik bir olaydır. Yani bir hastalık hali değildir. İnsan ömrünün uzaması, Türkiye’de ortalama 70’li yılların Amerika’da 80’li yılların üstüne çıkması menopozun nedeni olan östrojen hormonunun yokluğundan kaynaklanan belirtileri daha uzunca bir süreç yaşamamıza neden olmaktadır.

Menopoz hemen öncesi dönem ve menopozdan hemen sonra 3-5 yıl devam eden, bütün kadınlarımızın bildiği, menopoz yakınmaları vardır.
İlk görülen yakınmalar: Sıcak basmaları, birdenbire gelen terlemeler, sinirlilik hali, alınganlık hali, ağlama nöbetleri, unutkanlık, uykusuzluk. Kadınların %75’inde bu psikolojik depresif hal görülmektedir. Yani psikolojik olarak depresif bir hal yaratıyor kadında bunlar % 75 kadında görülüyor. Yüzde 25’inde ise hafif olarak geçmektedir. 3-5 yıl kadar devam eder, sonra kaybolur. Yüzde 10’unda 10 yıla kadar uzamaktadır. Ondan sonra geç semptomlar başlar. En önemlisi ciltte meydana gelen bozukluklar ve kalp kriziyle karşımıza çıkan enfarktüs riskidir. Menopoz döneminde enfarktüs 10 misli bir artış göstermektedir, normalde bir erkek hastalığı olan enfarktüs, bir kadın hastalığı haline gelmektedir. Bugün dünyada kalp krizine bağlı ölüm nedenleri kanserler dahil bütün ölümlerin neredeyse iki misline yakındır. Bir de menopozla başlayıp, sinsi olarak kemiklerde  meydana gelen kayıpla karakterize olan osteoporoz karşımıza çıkmaktadır. En büyük olumsuzluk da kırıklardır. Kalça kırıkları, omur kırıkları çok önemlidir. Aynı zamanda kamburlaşma meydana gelmektedir. Omurlardaki çökme kırıkları sonucunda, felçler meydana gelebilir.

ERKEN MENOPOZ TESBİTİ:
Erken menopoz 40 yaşından önce ortaya çıkmaktadır. Hormon testiyle bulguları kolayca teşhis mümkündür. Eğer kadın normal adet görüyorsa zaten menopoz şikayeti olmaz, ama adetlerinde bir bozukluk varsa erken menopoz riski olup olmadığı, kandan alınan basit bir hormon tahliliyle, çok kolay olarak tesbit edilebilir.

MENOPOZ DÖNEMİNDE YAPILAN STANDART TESTLER:
Menopozda neler yapılması ferekir?
Menopoz dönemindeki kadının bir defa jinekoloğa gitmesi gerekir. Rahim ve rahim ağzı kanserinin en çok görüldüğü döneme girildiği için, jinekolojik muayene, smear testi yapılmalıdır. Vaginal ultrasonografi yumurtalık kanserlerini ve rahim içi kanserlerinin teşhisi açısından çok önemli, patolojileri, bozuklukları en iyi gösteren tanı yöntemlerinden biridir. Meme kanseri, kadında görülen kanserlerin, insanlarda görülen kanserlerde, akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Meme kanserindeki bu artış nedeniyle kadınlarımızın muhakkak 40 (mamografide 35 diye geçiyor) yaşından itibaren mamografi, meme ultrasonografi çektirmeleri gerekmektedir. Bunun dışında kan yağlarına baktırması ve aile öyküsü varsa kemik ölçümü yaptırması gerekmektedir.

HORMON REPLASMAN TEDAVİSİ:
Menopoz döneminde yapımı duran östrojen hormonunu yerine koyma tedavisi olarak tanımlanan hormon replasman tedavisinde iki tedavi şekli vardır.
1.    Adet görecek şekilde
2.    Adet görmeyecek şekilde
Hormon replasman tedavisi ağızdan, ciltten yapıştırma şeklinde, cilde sürülen kremlerle veya burundan sprey şekillerinde verilebilir. Vagina içine konulan ovüllür, kremler, progesteron hormonu içeren rahim içi araçları da vardır. Buna östrojen ilave edilmektedir. Bugün en çok kullanılan transfermal ve oral yolla, bir de vagina yoluyla kullanım en yaygın kullanım şeklidir. Hormon replasman tedavisi verildiği zaman %90’ın üzerinde başarı olmaktadır. Biraz evvel söylediğimiz mennopozun erken belirtileri kaybolmaktadır. Geç belirtiler ve osteoporoz da önlenmektedir. Bugünkü konsept, kadın menopoza girer girmez, girmeye yakın, eksikliğin hissedildiği dönemde tedaviye başlanıp, 5-10 yıl devam etmesidir. Zaten bütün kadınlara verilen mesaj, uzun süre kullanılmasıdır.

HORMON TEDAVİSİNİN RİSKLERİ:
Meme kanseri ne kadar görülür? Halk arasında bu çok yanlış bilinmektedir. En çok görüldüğü ülkelerden biri olan A.B.D.’nin en son verilerine göre 55-59 yaş arasında meme kanseri 100 bin kadında 300, demek ki binde 3 kadında görülmektedir (bu araştırma 55-59 yaş arasında yapılmış). Zaten meme kanserinin 40 yaşından önce görülme olasılığı % 25’dir. % 75’i 40 yaşından sonra görülüyor. Her artan yılla beraber hormon alsın veya almasın artan bir eğilim içindedir. Nasıl erkeklerde prostat kanseri görülüyorsa, 80 yaşını geçen 9 kadından 1’i meme kanseri olma riski taşımaktadır. Ne kadar geç yaşta kalanırsa yaşama şansı o kadar fazladır.

MENOPOZ DÖNEMİNE YAKLAŞAN KADINLARA UYARILAR:
Yaşam kalitemizi arttırması için kadının mutlaka hormon reslasman tedavisi alması lazım. Almıyorsanız bile, en önemlisi doktora gitmeniz lazım. Kanserlerin önlenmesi açısından çok önemlidir. Hayat alışkanlıklarımızı düzenlemeli, jimnastiğimize önem vermeli, yeşili, beyaz eti yemeliyiz. Diyetimizi çok iyi yapmamız lazım.
1. Meme kanserinin genetik yatkınlık gösterdiği düşünüldüğünden, böyle bir hastanın birinci derece akrabalarına hormon replasman tedavisi verilmemekteydi. Oysa son çalışmalar, bu kişilere de verilebileceğini göstermektedir. Bu hastalar kontrol altında olduğu ve risk de artmadığı için tedavi olabilmektedir. Gözardı edilebilecek minimal bir artış vardır. Ancak ailede hem teyzede hem ablada veya hem annede hem teyzede, ailenin her ferdinde meme kanseri saptanmazsa bunlara hormon replasman tedavisi vermeme eğilimi halen vardır.


JİNEKOLOJİK MUAYENE VE ULTRASONOGRAFİ:
Tanı yöntemlerinin belki de en önemlisi, hastadan şikayetlerini detaylı bir şekilde öğrendikten sonra yapılan jinekolojik muayenedir. Çünkü doktor bu muayene sonrasında hastanın muayene öncesi anlattıklarını da göz önüne alarak hastalık hakkında bir grup teşhis düşünecek ve buna göre de hastayı yönlendirecektir. Jinekolojik muayane (yapılış şekli düşünüldüğünde) çok da kolay gelmemekle birlikte, son derece basit, ağrısız, hızlı ve doktor açısından teşhis için anında karar verdiricidir. Bu nedenle de yapılması şarttır. Bu muayenenin üç ana bölümü vardır:Birinci bölümde, doktor ağzını inceler, gerekirse bu dokular ya da salgılarından örnek alır (pap smear, kültür vs.). Sonrasında bu alınan örnekler laboratuvarda incelenir ve hastalık hakkında çok önemli bilgiler elde edilir. Hatta pap smear, bizi (o anda hastanın şikayeti olmasa bile) gelecekte çok geç olabilecek kanser tehlikesine karşı uyarabilir. Vajinanın muayenesi spekulum denen bir yardımcı alet ile gerektiğinde az miktarda kayganlaştırıcı da kullanarak hastaya ağrı ve rahatsızlık vermeksizin yapılır. (Kızlarda ise vajinal muayene yapılmaz ve sadece dış cinsel organlar ve kızlık zarı incelenip, gerekirse rektal muayene ve karından ultrason ile inceleme yapılabilir). Daha sonra vajinal muayene el yardımı ile gerçekleştirlir. Burada amaç hastanın üreme organlarını elle hissederek bilgi almaktır. Bu da yine gerektiğinde kayganlaştırıcı bir krem kullanılarak hastaya ağrı ve rahatsızlık vermeksizin yapılır. Üçüncü bölümde ise geçmişten farklı olarak artık jinekoloğun nerede ise gözü gibi olan vajinal ya da karından yapılan ultrasonografik inceleme vardır. Ultrasonografi, kulağın duymayacağı frekansta ses dalgaları kullanılarak gerçekleştirilen bir muayene yöntemidir, canlıya ya da gebeliğe şu ana kadar karşılaştırmalı klinik çalışmalarla kanıtlanmış herhangi bir kötü etkisi yoktur. Ama buna karşın elle hissedemeyeceğimiz bir çok problemi (yumurtalık kisti, myom, rahim içinde polip, erken gebelik, bebek kalp atışları ve gelişimi vs.) bize çok objektif olarak iletir ve bazen anında teşhise gidilebilmesine yardımcı olur. Jinekolojik muayenenin her etabında doktor mutlaka steril (mikropsuz) tek kullanımlık ve sonrasında atılan eldiven gibi yardımcı materyal kullanır. Bu nedenle hastadan hastaya ya da doktordan hastaya bu muayenede herhangi bir mikrop vs. Geçişi mümkün değildir. Burada muayenenin her etabı çok kritik olup, her anında bize çok değerli bilgiler verebilir. Örneğin bir hastanın elle muayenesi normal olup, ultrasonografide bir yumurtalık kisti tespit edilebilir. Ya da hastanın diğer bütün muyaeneleri normal olup, sadece vajinal akıntısında bir enfeksiyon tespit edilebilir ya da hastanın ultrasonografiyle tespiti mümkün olmayan bir vajinal kisti ancak elle muayenede anlaşılabilir.
 

MAMOGRAFİ:

40–60 yaş arasında her yıl yapılması önerilmektedir. Ultrason mamografinin yerine geçmez. Ultrason ile mamografide şüphelenilen lezyonların solid yani katı veya kistik yani sıvı dolu olduğunun ayırıcı tanısında kullanılır. Yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda mamografiden elde edilecek olan bilgi daha azdır. Östrojen tedavisi de meme yoğunluğunu artırarak mamografinin yorumlanmasını zorlaştırır. Daha önceden meme protezi taktırmış olan kadınlarda mamografi oldukça güvenilmez olup meme MRI ile incelenmelidir.

KEMİK DANSİTOMETRESİ:
Menopoz veya başka bir sebeple östrojen eksikliğinde  kalsiyumun az alınması, hareketsizlik, kahve, sigara, alkol tüketimi, zayıflık ve bazı ilaçlarla osteoporozun daha da hazlandığını biliyoruz.

Osteroporoz tedavisinde kalsiyum miktarını ayarlamak veya kalsiyumun emilimini arttırmak, bazen de hormon destekleyici tedaviler kullanmak ve egzersiz ile bu tedaviye desteklemek gerekmektedir.

Comments are closed